18 Ara 2007

Çiçekçi

Çiçekler çok güzel ya, hepte güzelliğin simgesi olmuşlardır...
Ancak hangi çicek güzelliğin simgesi.. Birçok çiçek war... Kimisi orkide dior, kimisi karanfil.
Kardelen sevenlerle siyasi mücadele içinde olan; Papatya severler birliği war mesela:=)
Gül demiyeni dövüyolar belki bi yerlerde..

Bende sordum zamanında.. Gül dediler gidip bi gül bulup sevdim bende.. Ancak dikeni canımı yakınca; "katlanıcaksın ona" dendi beğenmedim gülleri.. Papatya dediler hatta en güzel papatya dağın zirvesinde açar dediler: az gittim uz gittim bi zirve bulup gördüğüm ilk papatyaya sarıldım.. Ancak o yerinden memnundu, bense zirveyi sevemedim.. Ova insanıyım ben:=) "Gidip en pahalısından bi orkide al" dediler.. Param yetmedi.. Zaten yetsede 'parası yetipte sürekli orkide alanlar'ı pek haz etmedim.. Nesi özel ki orkedenin, parası olana kul orkide... Veya paraya tav orkide.. Ozaman karanfil dedim.. Fakirin gözde çiçeği.. Baktım pek mahrur karanfil, oysa hep mağdur.. Fazla ciddi oldu sevemedim...

Anladım ki benim çiçeğim yok.. Yani benim diebileceğim bi çiçek yok.. Ama bişey fark ettim.. Ben çiçeklerin bulunduğu yerlerle bi bağlantı buldum.. Mesela hep karanfil arasında karanfil sevmek doğal.. Veya sürekli güle bakıp kendini büyüleyenler arasında gülü sevmek normal..Parası olupta orkide almayanın yüzüne tükürenler warken param olupta papatya alamam ya.. Amacı dağın zirvesine çıkmak olan bir adam elbet yol üstünde ki bi papatyaya aşık olur.. Hem zirveyide seviosa sıklıkla yerini seven papatyayı ziyaret edebilir.. Bu nedenledir ki çiçek sevgisi kişinin bulunduğu yere göre değişir..

Ben genelde kendimi bi çöplükte gibi hissediorum.. Veya hiç geçmeyen bi gölge çökmüş sanki üzerime.. Buralara dalından koparılmış güller , karanfiller, orkidelr, papatyalar atılıyo kimisi kurumuş kimisi kurumak üzere. Başka adını bilmediğim, benzer durumda çiçeklerde war burada.. Hangisine sahip çıkiim? Sevmeyipte; 'benim de bi çiçeğim war'demek için, başkasının attığı bir çiçeği benim die yalandan bağrıma mı sokiim.. Tamam olur ama sevebileceğim bi çiçek olsun.. Kendini sevdiren bi çiçek olsun.. En önemlisi benim bulunduğum yeri sevebilicek bi çiçek olsun... Şimdi ben bi gülü aliim da o daha önce bulunduğu altın sarısı vazoyu anlatıp beni öyle bi vazo almaya teşvik etmesin... Veya karanfil, diğer karanfil arkadaşları birliğine dönmek için ısrar etmesin.. Papatya piknik ayağına" hadi dağa çıkalım, çok ii bi mesire yeri biliom ben" numarası yapmasın sevmiorum işte ben dağı.. Zaten sevsem senin gibi ovaya düşmüş bi papatyayı neyliim.. Orkide olayına hiç girmiorum.. Para beni bozuyo:=)

Yok buralara düşmüş çiçeklerle anlaşabileceğime pek inanmıyorum artık.. Denedim hatta.. Güle altın vazo buldum "git başımdam! sineklerin kralı" dedi.. Dağın başına çıktım, papatya; "Ya benimle burada kal yada beni burada yalnız brak" dedi..

Çok hoşuma giden bi çiçek war.. menseiini bilmiorum.. Pek nazlı heryerde bulunmuyor.. Çöplükte her taraf iğrenç artıklarla kahverengi ve karanlık iken o rengarenk bitior bi köşede..
Tazecik, aykırı, inadına açıyor sanki.. Hayat dolu, üzerine fazla toz düşünce soluyor belki.. Zaten ömrü pek uzun olmuyor ki benim olsun.. Kolay da bulunmuyor belki yılda bir belki 3 yılda bir şansa çıkıyor karşıma.. Gözlerim hep tetikte.. Heryerde onu arıyorum.. Bu pislik yığınlarında, küçük ama dünyalar kadar farklı; bi nokta arıyorum.. Bulunca da Dünyalar benim oluyor.. Bu kahrolası çöplük; gözüme, cennet bahçesi gibi görünüyor....

İşte ben böyle bi çiçek sevenlerdenim.. Adı yok belki ama bulunduğu yerleri asla hak etmeyen; bi aykırı çiçek... Keşke uzun ömürlü olsa.. Yaşadığım sürece bu çöplüğü, bana; katlanılır kılsa...

Öyle işte...

1 yorum:

Arolium dedi ki...

dilerim dilediklerin dilediğin gibi olsun dostum.
iyiler iyiye layıktır..